Last Updated on 10 Kasım 2023 by admin
AA muhabirine açıklamalarda bulunan Güneş, geçen sürem mevcut bir takımın başına geldiğini ve alınan yanlış kararların siyah-beyazlı takıma küme düşme korkusu yaşattığını söylemiş oldu.
Anımsamak bile istemeyecekleri bir sezonu geride bıraktıklarını belirten Güneş, şunları söylemiş oldu:
“Geçen yıl hazır bir takıma idare edici oldum, başımızda Ahmet Kandemir hocamız vardı. Üst üste ağır mağlubiyetler aldık. Bir müdahale gerekiyordu, başkanla konuştum ve Ahmet Kandemir’in görevine son verdik. Igor hocayla çalışmaya başladık. O dönemde yaptığımız 5-6 transferin takıma adapte olma dönemi rahat olmadı ve süreç yine negatif gelişmeye başladı. O devre dediğim tek bir şey vardı, ‘Beşiktaş küme düşmez. Beşiktaş kümede duracak ve gelecek sürem fazlaca değişik bir basketbol ekibi izleyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.’ diye bir vaatte bulunmuştum. Son maçta ligde kaldık. Hocayla yollarımızı ayırdık. Altyapıda bayan ve adam takımında ciddi bir yıkıntı vardı. Bu enkazla alakalı planlama yapmak, ileri taşımak zor bir süreçti. Bunu tedvir etmek için benimle yürüyecek, altyapı ve A takımla ilgilenebilecek bir yardıma ihtiyacım vardı. O da Nedim Yücel’di. Nedim’le lig içinde görüşmelerim oldu, kendisi de yuvasına gelmeye sıcak bakıyordu. Bursaspor’la anlaştı ve Beşiktaş’a dahil oldu. Sonrasında hoca arayışı başladı.”
“Menajerlerle çalışmamak fazlaca yanlış bir kararmış oldu”
Geçen sürem kulübün oyuncu menajerleriyle çalışmama kararının alınan fena sonuçlara mühim tesiri bulunduğunu söyleyen Ümit Tahir Güneş, şunları kaydetti:
“Menajerlerle çalışmamak fazlaca yanlış bir kararmış oldu. Menajerlerle kavga edip Beşiktaş basketbolu kenara bırakıp şahsi ego haline getirmek bana gore yanlıştı. Bu şekilde bir durumda asla kimse Beşiktaş’a oyuncu vermek istemedi. Oyuncuların bir çok menajerlere bağlı, menajerler yüzünden oyuncular gelmek istemedi. Bu şekilde olunca takımda başarıyı sağlayacak müessir, arzulu, formayı terletmek isteyen oyuncu kalmadı. Göreve erişince o hatası düzelttim. Doğru yerde, doğru zamanda savaşmak mühim. Geçen yıl bizler yanlış savaştık. Geldiğimde yanlış cephede, dumanların çıkmış olduğu bir atmosfere girdim ben. O yangını söndürdük, temizledik üzerine yeni yapılar kurmaya başladık. Menajerle yaşananlar olmayacak bir durumdu. Beşiktaş Kulübü doğal ki menajerlerle çalışacak. Bu kıymetli oyuncuların hepsi menajerlerde, boşta oyuncu yok ki. Menajersiz bu sürecin yürümeyeceği taraftarıyım. Menajerlerle ilişkiler bir boyutta devam etmeli.”
Beşiktaş’ın Banvit’in genç oyuncularıyla icra ettiği projenin zarar görmesi nihayetinde birçok mühim basketbolcunun siyah-beyazlı takımdan ayrıldığını söyleyen Güneş, şunları aktardı:
“Geçen yıl meydana getirilen muazzam bir Banvit projesi vardı. Beşiktaş, Banvit projesini tamamlayamadı. Dönemi götüremedi o devre. Orada birbirinden kıymetli, inanılmaz oyuncular vardı. Bu oyuncuların hepsi kulüpten gitmişti. Alperen Şengün ve Şehmus Hazer haricinde ötekiler Beşiktaş’a, Beşiktaş onlara kıydı. Bu yıl bizim genç takımda birbirinden kıymetli 5 oyuncumuz var. Bunlar çok büyük. Bunların takip edilmesi gerekiyor. Kerem Konan, Samet Yiğitoğlu, Demir Dünyaya gelen, Oğuzhan Göktepe, Sadık Buyruk Kabaca, Ercan Osmani, Hakan Sayılı. Bunlar Beşiktaş’ın oyuncularıydı. Niçin gittiler? Beşiktaş’ı bambaşka seviyeye taşıyacak oyuncular bunlar. Niçin kavga edildi? Bunlar olmaması ihtiyaç duyulan şeylerdi. Yanlış işlerdi, bu tarz şeyleri düzlettik. Ortam menajerlerin salonumuzda fink attığı bir ortam değil. Her oyuncunun bir menajeri var. Bu menajerler vesilesiyle ilişki kuruyoruz. Bunlarla anlaşmaya, ikna etmeye çalışıyoruz. Gençleri menajerler yönetiyor. Dikkat etmek gerekiyor. Bunu düzelttik. Düzelttiğim için de pişmanlığım yok. Gidenler gitti.”
“Samet ve Kerem’i 1 yıl içerisinde Alperen şeklinde NBA’e uğurlayacağız”
Beşiktaş’ın elinde fazlaca kabiliyetli genç basketbolcular olduğunu da laflarına ekleyen Ümit Tahir Güneş, “Şu anda elimizdeki oyuncular fazlaca kıymetli ve geleceği olan oyuncular. Bu tarz şeyleri 4-5 yıl sözleşmeyle kulübe bağladık. Banvit projesinde giden oyuncularımız vardı. Samet, Kerem, Demir, Oğuzhan bunlar yurt dışındaydı. İlk planlamam bu tarz şeyleri geri getirmekti, fazlaca şükür görevimi tamamlamadan ilkin hepsiyle 4-5 yıllık kontrat imzaladık. Güvenilir olun Samet ve Kerem’i 1 yıl içerisinde Alperen şeklinde NBA’e uğurlayacağız. Beşiktaş’ın aile bulunduğunu, Beşiktaş basketbolun hedefi olan bir dizi bulunduğunun farkına vardılar ve geri geldiler. Şu anda da fazlaca mutlular.” ifadelerini kullandı.
”Alimpijevic’in Avrupa Ligi’nde ciddi talipleri vardı”
Siyah-beyazlı takımın bu sezonki performansının baş yapıcılarından başantrenör Dusan Alimpijevic’le kimyalarının uyduğunu söyleyen Güneş, laflarını şu şekilde sürdürdü:
“Alimpijevic’in sözleşmesi vardı, feshetti. Nedim’le Sırbistan’a giderek görüşmeler yaptık ve ikna ettik. Alimpijevic’in Avrupa Ligi’nde ciddi talipleri vardı. Ona değişik bir Beşiktaş olacağının ve Europcup’ta olacağımızın sözünü verdik. Bizlere inanarak teklifimizi geri çevirmedi. Dusan Alimpijevic bambaşka bir insan. Akatlar’da bir aile ortamı sağlamaya çalıştık. Aile ortamı olmadan başarının geleceğine inanmayan biriyim. Malzemecisinden, çay servisi meydana getiren ablamıza kadar bütünleştik. Sonrasında başarı kaçınılmaz olmaya başladı. Dusan da bu ailenin içerisine ulaştıktan sonra ikili ilişkileri devamlı sıcak tuttuk. İstanbul’u, Beşiktaş’ı tanıttık. Locada Beşiktaş maçlarını izledik. Bu takımın ideali, iddiası devam etmiş olduğu dönemi Dusan hocanın da Beşiktaş’ta kupa kaldırmadan gitmeyeceğini düşünüyorum. Bizim taraftara verdiğimiz bir laf var. Beşiktaş basketbolun geçmişte yaşamış olduğu başarı göstermiş dönemleri taçlandırmak istiyoruz. Taraftarın, o anları yine yaşamasını istiyoruz.”
“Kısıtlı bütçeyle iyi ve hedefleri olan bir kadro yaptık”
Sırp antrenörün takıma doğrudan tesir ettiğini ve bunun da tribünlere yansıdığını söyleyen Güneş, kısıtlı bütçeyle iddialı tayfa kurduklarını ve salonun taraftarlarla dolmaya başladığını anlatarak, “Futbolda başarısızlık olunca taraftarda bir kırgınlık oluşuyor. Bunu düzeltmek, taraftarı Akatlar’a çekebilmek rahat değil. Ortada bir öykü ve başarı var. Toplumsal medyadan devamlı yaptığımız çağrılar müessir oldu ve salon eski günlerine dönmeye başladı. Salonu doldurduktan sonrasında ‘Sinan Fazilet’i tercih edeceğiz’ dedim. Ilkin 3 bin fert o salonda olmalı. Sinan Fazilet’in atmosferini isteyenlerden biriyim. Taraftarımızdan lig bitene kadar oyuncularımızı ve takımımızı sadece bırakmamalarını isterim. Futboldaki olumsuzluğu hiç bir vakit salona getirmedim. Son ana kadar da getirmeyeceğim. Mühim olan o ahengi ve ritmi bozmamak. Muazzam bütçemiz yok. Kısıtlı bütçeyle iyi ve hedefleri olan bir kadro yaptık. Milyonlar harcayıp şampiyonluğa oynayan bir dizi değil de ülkü milyonları harcayıp hedefi olan, aile ortamı olan sağlam tayfa kurabilmek benim amacım.” ifadelerini kullandı.
“Bu sürem Avrupa Kupası’nı alma şansımız devasa yükseklikte”
Bu yıl Avrupa Kupası’nı alma ihtimallerinin yüksek bulunduğunu söyleyen Güneş, “Seçim atmosferi olmasa Türkiye Ligi’ne de Avrupa’veya fazlaca motiveydik. Hala öyleyiz. Yeni bir başkan, yeni bir idare edici olsa da mühim olan ahengi, aileyle ilgili durumu bozmamak. Onu bozmadığımız sürece bu sürem Avrupa Kupası’nı alma şansımız devasa yükseklikte. 1-2 takviye hakkımız daha var. Fikstür ilerledikçe, başarı geldikçe bu tarz şeyleri kullanma şansımız var. Bunu kullandıktan sonrasında Avrupa’da kupayı, bizim ülkemizde de en az yarı finali göreceğimize inanıyorum. Buna tayfa da hoca da Nedim de yandaş da inanıyor. Beşiktaş taraftarı da inanıyor ki salon bu kadar dolmaya başladı. Ümit ederim bu istikrar ve süratli gidiş bozulmaz.” diye konuştu.
Siyah-beyazlı kulüpte 3 Aralık’ta yapılacak soluk kesen seçimli genel heyet sonucunda görevinden ayrılma ihtimali bulunan Güneş, “Aralık 3’e kadar mazbatam elimde ve bu takımla birlikteyim. Sonuna kadar da takipteyim. Desteğimi hiç bir vakit çekmiyorum. Yarım kalan bir öykü olmasını istemiyorum. Ben olayım veya olmayım hiç bir vakit Beşiktaş basketbolu sadece bırakmayacağımdan güvenli olabilirsiniz. Haysiyetli bir bayrak yarışı bu, bayrağımızı Beşiktaş basketbolda dimdik taşıdım. Küme düşme potasındayken de şu anki durumda da o bayrağı indirmedim. Sonuna kadar savaşım ettim, gelecek yeni dost veya ben devam edeceksem de o bayrak yere düşmemeli. Hedefi olan bir sürem bu sürem. Beşiktaş terk edilmez, ben Beşiktaş’ı bırakmam.” benzer biçimde konuştu.
Kurultay periyodunu takıma yansıtmamaya çaba ettiğini belirten siyah-beyazlı idare edici, laflarına şu şekilde devam etti:
“Ben daha öyleki bir ortam oluşturmadım. Ayrılıkları sevmeyen birisiyim. 1,5 yıl inanılmaz şeyler yaşadım. Dibi de gördüm bu yıl en tepeyi de göreceğim. Dışarıda veya içeride olayım asla ayrım etmeyecek. Benim için ayrı bir yere haiz orası. Fazlaca romantik bir insanım. Dışarıda olacak bir karar alırsam, yeniden bir ayrılık olmaz diye düşünüyorum. Onlar benim akrabalarım. Taraftarlar benim akrabalarım. Beni hiç bir vakit üzmediler. Geçen yıl haklı sebeplerle ‘yapamıyorsun bırak git’ diyenler bugün özür mesajı atıp kutlama etmeyi de bilen insanoğlu. Başarıyı verdiğiniz vakit, emek verdiğinizi hissettirdiğiniz vakit asla kimseyi üzmeyecek, kırmayacak bir yandaş camiası var. En dipte de şimdi de hep beraber yürüdük.”
Beşiktaş basketboluna prim sistemi getiren ve bunu daha ilkin bizim ülkemizde meydana getiren bir dizi olmadığını özetleyen Güneş, “Geçen yıl prim konusunu basit abarttık. Prim veriyorsun fakat başarı da gelmiyor. Öyleki bir durumla yüz yüze kaldık. Bundan dolayı birbirine inanmayan oyuncular vardı. Prim bunu da kurtarmadı. Fakat bu yıl prim sistemini devam ettirdik. Futboldaki yengi primleri şeklinde her maç başına prim koyduk. Bazı zamanlar yeri geldi oyuncular prim istemedi, benim için oynadıkları maçlar da oldu. ‘Bu maç sizin için, prim istemiyoruz’ dediler. Beşiktaş basketbolda bunu yaptık. bizim ülkemizde daha ilkin duymadım. Derbilerde olur, genel itibarıyla her maçta prim sistemini Türkiye basketbolunda görmedim.” benzer biçimde konuştu.
Beşiktaş’ın geçen sezonki sıralamasına karşın BKT Avrupa Kupası’na katılma periyodunu de özetleyen Ümit Tahir Güneş, “Orada negatif bir süreç vardı, onu düzeltmek gerekiyordu. İstanbul’u tanıtan, kulübümüzün 120 senelik tarihini özetleyen fazlaca güzel bir sunum hazırladık. O sunumla İspanya’ya gidip katılımımızı sağladık.” dedi.
